|
|
ORIGINAL ARTICLE/ORIJINAL MAKALE |
|
Year : 2020 | Volume
: 7
| Issue : 2 | Page : 85-90 |
|
Panik bozukluǧu hastalarinda ve birinci derece yakinlarinda anksiyete duyarliliǧi ve panik agorafobi spektrumu belirtileri;
Anxiety sensitivity and panic-agoraphobic spectrum symptoms in patients with panic disorder and their first degree relatives
Hüseyin Bulut1, Berna Ulug2
1 SBÜ Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Bölümü, İstanbul, Türkiye. Psikiyatri Uzmanı, Türkiye 2 Hacettepe Üniversitesi, Psikiyatri Bölümü, İstanbul, Türkiye
Date of Submission | 08-Jun-2020 |
Date of Acceptance | 17-Jul-2020 |
Date of Web Publication | 16-Sep-2020 |
Correspondence Address: Hüseyin Bulut SBÜ Kanuni Sultan Süleyman Egitim ve Arastirma Hastanesi, Psikiyatri Bölümü, Istanbul, Psikiyatri Uzmani Türkiye
 Source of Support: None, Conflict of Interest: None
DOI: 10.4103/JNBS.JNBS_12_20
ÖZ Bu araştırmada panik bozukluǧu tanısı konan hastalarda ve birinci derece yakınlarında anksiyete duyarlılıǧı ölçümlerinin ve panik-agorafobi spektrumu belirtilerinin incelenmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bir üniversite tıp fakültesi hastanesi psikiyatri polikliniǧinde panik bozukluǧu tanısı konulan veya bu tanı ile izlenmekte olan 80 hasta ile bu hastaların birinci derece yakınları (80 hasta kardeşi) klinik deǧerlendirme sonrası çalışma kapsamına alınmışlardır. Hastalara sosyo-demografik bilgi formu, DSM-IV Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-1), Anksiyete Duyarlılık Ölçeǧi (ADÖ), Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeǧi (DSKÖ), Beck Depresyon Ölçeǧi (BDÖ), Panik-Agorafobi Ölçeǧi (PAÖ) ve Yaşamboyu Panik-Agorafobi Spektrumu Ölçeǧi (PASÖ-YB); kardeşlerine ise sosyo-demografik bilgi formu, SCID-1, ADÖ, DSKÖ, BDÖ, PASÖ-YB uygulanmıştır. Yapılan deǧerlendirmeler sonucunda, hastaların ADÖ puanlarının, kardeşlerinin puanlarından, istatistiksel olarak anlamı şekilde yüksek olduǧu saptanmıştır (p < 0.01). Ayrıca hastalar PASÖ-YB ölçeǧinden kardeşlere göre anlamlı derecede yüksek puan almışlardır (p < 0.01). BDÖ puanı kovaryant olarak analize alındıǧında anksiyete duyarlılıǧı ve panik-agorafobi spektrumu belirtilerini gösterme açısından farklılık kaybolmamaktadır. Sonuç olarak panik bozukluǧunda, birinci derece hasta yakınlarında endofenotipik özellikler olarak araştırılmış olan iki deǧişken olan anksiyete duyarlılıǧı ve spektrum belirtilerinin şiddet ve sıklık bakımından hasta grubundan farklı olduǧu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: panik bozuklugu, anksiyete, panik-agorafobi spektrumu, depresyon
The aim of the study was to investigate and compare anxiety sensitivity measurements and panic-agoraphobic spectrum symptoms in patients diagnosed with panic disorder and in their first degree relatives. Eighty patients who were on follow-up or recently diagnosed as panic disorder in a university faculty of medicine psychiatry department and their first degree relatives (80 siblings) were included after clinical evaluation. The patients were assessed with socio-demographic information form, Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-1), Anxiety Sensitivity Index (ASI), State-Trait Anxiety Inventory (STAI), Beck Depression Inventory (BDI), Panic-Agoraphobic Scale (PAS) and Lifetime Panic-Agoraphobic Spectrum Self Report (PAS-SR lifetime); and their siblings were assessed with socio-demographic information form, SCID-1, ASI, STAI, BDI, and PAS-SR lifetime. According to the results of the study, it was determined that the ASI scores of the patients were statistically significantly higher than the scores of their siblings (p < 0.01). In addition, patients scored significantly higher on the PAS-SR lifetime scale than siblings (p < 0.01). Inclusion of BDI scores in covariant analysis has made no change in the difference among study groups in level of anxiety sensitivity and degree of panic agoraphobic spectrum. As a conclusion, in this study, it was found that anxiety sensitivity and spectrum symptoms, which are two variables investigated as endophenotypic features in the first degree relatives in the panic disorder, differ from the patient group in terms of severity and frequency.
Keywords: Keywords: Panic disorder, anxiety, panic-agoraphobic spectrum, depression
How to cite this article: Bulut H, Ulug B. Panik bozukluǧu hastalarinda ve birinci derece yakinlarinda anksiyete duyarliliǧi ve panik agorafobi spektrumu belirtileri;
Anxiety sensitivity and panic-agoraphobic spectrum symptoms in patients with panic disorder and their first degree relatives. J Neurobehav Sci 2020;7:85-90 |
How to cite this URL: Bulut H, Ulug B. Panik bozukluǧu hastalarinda ve birinci derece yakinlarinda anksiyete duyarliliǧi ve panik agorafobi spektrumu belirtileri;
Anxiety sensitivity and panic-agoraphobic spectrum symptoms in patients with panic disorder and their first degree relatives. J Neurobehav Sci [serial online] 2020 [cited 2023 Mar 24];7:85-90. Available from: http://www.jnbsjournal.com/text.asp?2020/7/2/85/295156 |
Giriş | |  |
Çoǧu klinisyen için panik bozukluǧu fenomenolojik olarak iyi bilinen, kolayca tanı konulan bir bozukluktur. Panik bozukluǧu hastalarıyla daha yoǧun olarak uǧraşanlar, hastalarda yüksek ek tanı oranlarının saptandıǧını, bozukluǧun tekrarlayan özelliǧinin olduǧunu, tam düzelme oranlarının az olduǧunu vurgulamaktadır (Apfeldorf ve ark., 2000). Araştırma bulgularına göre bozukluǧun heterojen olabileceǧi, klinik gidişi pek çok faktörün etkilediǧi gösterilmiştir (Angst, 1998; Apfeldorf ve ark., 2000).
Panik bozukluǧu hastalarının anksiyete düzeyleri, normal topluma göre yüksektir. Benzer olarak, yapılan çalışmalarda panik bozukluǧu olan hastaların kardeşlerinde de anksiyete düzeylerinin genel topluma göre yüksek olduǧu gösterilmiştir. Panik bozukluǧu hastalarında ve yakınlarındaki anksiyete duyarlılıǧı (AD) literatürde tartışılan ve çalışılan bir konudur (Perna ve ark., 1995; Van Beek N ve ark., 2003).
AD, anksiyete bozukluklarının ve özellikle de panik bozukluǧunun gelişiminde önemli bir risk fakörüdür (McNally, 2002; Min-Kyoung ve ark., 2017). AD, anksiyete ile ilişkili belirtilerin zararlı sonuçları olduǧuna dair inançlardan kaynaklanan ve bu belirtilere karşı duyulan korkudur. Genel kaygı belirtilerine yatkınlık olarak bilinen sürekli anksiyeteden farklı bir fenomen olarak tanımlanan AD bu belirtilere karşı aşırı bir duyarlılık ve tetikte olma halidir (Reiss, 1991; In Chul ve ark., 2019). AD'nin anksiyete bozuklukları için bir risk etkeni olduǧu düşünülmektedir ve anksiyete belirtilerinin şiddeti ve süresi üzerinde etkili olduǧu bilinmektedir (Mantar ve ark., 2011). Yapılan çalışmalar AD'nin oluşabilecek panik ataklarını yordayabildiǧini göstermektedir (Jurin, & Biqlbauer, 2018).
AD'nin, anksiyete tepkilerini artırdıǧı, böylece hoş olmayan uyaranlara karşı korku koşullanmasını kolaylaştırdıǧı düşünülmekte ve anksiyete bozukluklarının ve özellikle panik bozukluǧunun gelişimi için bir risk etkeni hatta gerekli bir öge olduǧuna inanılmaktadır. Kişi, duyumları, gerçekte olduklarından daha tehlikeli olarak ve yakında meydana gelecek kötü bir olayın belirtisi olarak yorumladıǧında, panik ataklarının ortaya çıkacaǧı belirtilmektedir (mesela kalp çarpıntısı, kalp krizinin işareti olarak algılandıǧında). Bununla birlikte anksiyete duyarlılıǧı teorisini geliştirenler, teoriyi paniǧin bilişsel modeli ile karşılaştırırlar. AD'nin, duyumların yakındaki bir felaketin işaretleri olduǧuna dair yanlış bir yorum olmayıp, anksiyete duyumlarına karşı aşırı bir korku tepkisi olduǧunu vurgularlar (McNally, 1994).
Panik-agorafobi spektrumu kavramı (Cassano ve ark., 1997), geniş fenotiplerin yanı sıra güncel psikiyatrinin tanı sınıflarını da içermekte olup, DSM-IV (APA, 1994) ve ICD-10'daki (WHO, 2016) ana tanı kategorilerini, çekirdek yapıları ve bunlarla ilişkili tüm belirtileri ve davranışları dahil edecek şekilde tanımlanmıştır. Başka bir ifade ile DSM-IV'teki çekirdek belirtilerle sınırlı olmayıp, atipik belirtileri de içermektedir. DSM-IV ile 1. Eksen bozukluklarından ayrılan kişilik özellikleri de spektrum kavramının içinde ele alınmaktadır. Yani spektrum yaklaşımı, kategorik tanımdan çok daha geniş ve çeşitlilik gösteren bir belirti kümesini kapsamaktadır (Cassano ve ark., 1997; Cassano, 1998; Cassano ve ark., 1999; Bulut, 2015).
Bu çalışmada, panik bozukluǧu olan hastaların ve birinci derece yakınlarının AD'nın ve panik-agorafobi spektrumu belirtilerinin araştırılması ve karşılaştırılması planlanmıştır.
Çalışma sonuçlarının, panik bozukluǧu olan hastaların birinci derece yakınlarında AD ve özellikle panik-agorafobi spektrum belirtilerinin olup olmadıǧı konusuna ışık tutabileceǧi, böylece hasta yakınlarının şayet varsa panik bozukluǧuna yatkınlıǧının saptanmış olmasının koruyucu çalışmalar bakımından faydalı olabileceǧi düşünülmektedir.
Materyal Ve Metot | |  |
Bu makale, 164612 tez numarası ile Ulusal Tez Merkezi'nde kayıtlı aynı yazarlar tarafından, aynı başlıkla yazılmış tezden üretilmiştir.
Bir üniversite hastanesi psikiyatri polikliniǧinde panik bozukluǧu tanısı konulan veya bu tanı ile izlenmekte olan 80 hasta ile bu hastaların birinci derece yakınları (araştırmamızda 80 hasta kardeşi) klinik deǧerlendirme sonrası çalışma kapsamına alınmışlardır. Araştırma, kesitsel bir çalışma olarak planlanmıştır.
Araştırmaya alınma ölçütleri, 18 yaş veya üzerinde olmak, en az ilkokul mezunu olmak, verilen ölçekleri cevaplamaya engel olacak derecede bedensel ve zihinsel hastalıǧının bulunmaması, panik bozukluǧu tanısı alan hastalarda ve çalışmaya davet edilen yakınlarında alkol ve madde baǧımlılıǧı, psikotik bozukluk ve organik mental bozukluk olmaması, hastalarda ve kardeşlerinde yeti yitimine yol açacak bedensel sakatlıǧın olmaması olarak belirlenmiştir.
DSM-IV Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-1) ile panik bozukluǧu tanısı ve varsa diǧer ek tanıların olup olmadıǧı doǧrulanmıştır. Ayrıca, panik bozukluǧu tespit edilen 80 hastaya sosyodemografik bilgi formu, Anksiyete Duyarlılık Ölçeǧi (ADÖ), Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeǧi (DSKÖ), Beck Depresyon Ölçeǧi (BDÖ), Panik-Agorafobi Ölçeǧi (PAÖ) ve Yaşamboyu Panik-Agorafobi Spektrumu Ölçeǧi (PASÖ-YB) uygulanmıştır. Bu hastaların birinci derece yakınları (her hastanın 1 kardeşi) polikliniǧe davet edilmiştir. Toplam 80 panik bozukluǧu birinci derece yakını deǧerlendirilmiştir. Katılacak olan hastalara araştırmadan beklenen tıbbi yarar, araştırmada izlenecek işlemler hakkında yazılı bilgi verilmiş ve yazılı bilgilendirilmiş onam alınmıştır. Panik bozukluǧu olanların birinci derece yakınlarına (kardeşler) sosyo-demografik bilgi formu, SCID-1, ADÖ, DSKÖ, BDÖ, PASÖ-YB uygulanmıştır.
Sosyo-Demograflk Bilgi Formu:
Hastanın ve birinci derece yakınının yaşı, cinsiyeti, eǧitim düzeyi, iş durumu, medeni durumu, yaşam koşulları (yalnız yaşıyor, ailesiyle yaşıyor, vb.), geçirilmiş psikiyatrik ya da organik bir hastalıǧı olup olmadıǧı, şu anda tedavi alıp almadıǧı, alıyorsa ne kadar süredir tedavi aldıǧı gibi sorular yer almaktadır.
DSM-IV Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-1; Structured Clinical Interview for DSM- IV Axis Disorders):
Majör DSM-IV Eksen I tanılarının konması için First ve arkadaşları (1997) tarafından geliştirilmiş ve yapılandırılmış bir klinik görüşme ölçeǧidir. Tüm belirtiler, var veya yok şeklinde deǧerlendirilmektedir. Duygudurum belirtileri ve psikotik belirtilerin sorgulandıǧı bölümler sonrasında, uygun DSM-IV tanısı kodlanmaktadır. Klinik tabloda baskın olan tanı birinci sırada kodlanmakta, diǧer mevcut eksen I tanıları ise ek tanı olarak belirtilmektedir. Uygulama ortalama 45 dakika sürmektedir. Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalışması Çorapçıoǧlu ve arkadaşları (1999) tarafından yapılmıştır. SCID-1, bu çalışmada deǧerlendirmeye alınan hastaların ve birinci derece yakınlarının DSM-IV'e göre tanılarını koymak amacıyla kullanılmıştır.
Anksiyete Duyarlılıǧı Ölçeǧi (ADÖ):
Anksiyete duyarlılıǧının şiddetini belirlemek amacıyla kullanılır. Bireyin kendi kendine cevaplandırabileceǧi, 16 maddelik, 0-4 arası puanlanan, likert türünde bir ölçektir. Ölçekten alınan toplam puan fazlalıǧı anksiyete duyarlılıǧının şiddetini gösterir. Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalışması Ayvaşık tarafından yapılmıştır (2000).
Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeǧi (DSKÖ):
1964 yılında Speilberger ve Gorsuch tarafından geliştirilmeye başlanmış olan ölçek ile hasta ve hasta olmayan bireylerdeki sürekli ve durumluk kaygı düzeylerinin ölçülmesi amaçlanmıştır.
Ölçeǧin, her biri yirmi maddelik iki ayrı formu vardır:
- Durumluk Kaygı Ölçeǧi: Bireyin belirli bir anda ve belirli koşullarda kendini nasıl hissettiǧini belirler.
- Sürekli Kaygı Ölçeǧi: Bireyin içinde bulunduǧu durum ve koşullardan baǧımsız olarak, kendini nasıl hissettiǧini belirler.
Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalışması Öner ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (1983).
Beck Depresyon Ölçeǧi (BDÖ):
Depresyon yönünden riski belirlemek ve depresif belirtilerin düzeyini ve şiddetini belirlemek amacıyla kullanılır. Toplam 21 kendini deǧerlendirme ifadesi içermektedir. Dörtlü likert tipi ölçüm saǧlamaktadır.
Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalışması Ulusoy ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (1998).
Panik-Agorafobi Ölçeǧi (PAÖ):
Panik bozukluǧu tanısı almış olanlarda panik ataklarını, fobik kaçınmayı, beklenti anksiyetesini, sosyal ilişkilerdeki kısıtlanmayı, bedensel hastalık inancını göz önüne alarak bölümler halinde derecelendirir.
Başlıklar ve kapsadıkları soru sayısı sırasıyla: Panik ataǧı özellikleri (3 + 1), agorafobi/kaçınma davranışı (3), beklenti anksiyetesi (2), yeti yitimi (3), saǧlık konusunda endişe (2)'dir. Beşli likert tipi ölçüm uygulanmaktadır. Tural ve arkadaşları tarafından Türkçe'ye uyarlanmıştır (2000).
Yaşamboyu Panik-Agorafobi Spektrumu Ölçeǧi (PASÖ-YB):
SCI-PAS'dan (Structured Clinical Interwiev for Panic-Agoraphobic Spectrum) sonra, Shear ve ark. (2000) tarafından geliştirilmiş ve bu ölçeǧin geçerlik ve güvenilirliǧi araştırılmıştır. PAS-SR 114 maddeden oluşmaktadır. Panik-agorafobi spektrumu tanımıyla uyumlu bir biçimde sekiz alandaki spektrum belirtilerinin yaşam boyu bulunup bulunmadıǧı deǧerlendirilmektedir. Receiver Operating Characteristics (ROC) analizi sonucu, kesme noktası 46 olarak saptanmıştır. Bu noktanın (46 ve üzeri) duyarlılıǧı %91, özgüllüǧü %80 olup, pozitif prediktif deǧeri %85'tir. Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalışması Onur ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (2006).
Verilerin Deǧerlendirilmesi ve istatistikler
Verilerin analizi için “SPSS for Windows” istatistik paket programı kullanılmıştır. Gruplar arası ortalama deǧerlerin karşılaştırılmasında Student-t testi ve kovaryans analizi kullanılmıştır.
Bulgular | |  |
Araştırmaya katılan hastaların %30'u erkek, %70'i kadın; kardeşlerin ise %43.75'i erkek, %56.25'i kadındır. Hastaların yaş ortalaması 40.4 ± 11.8, kardeşlerin yaş ortalaması ise 41.2 ± 12.4'tür. Hasta grubunda 2 kişide migren, 1 kişide gerilim tipi baş aǧrısı; kardeş grubunda ise 1 kişide vertigo ve 1 kişide migren tanısı bulunmaktadır. Hastaların %82 'si sürekli olarak psikotrop bir ilaç kullanırken, kardeşler ise bir psikotrop ilaç kullanmamaktadır. Panik bozukluǧu türü olarak hastaların %50'sinde agorafobi ile birlikte panik bozukluǧu, %50'sinde ise agorafobi olmadan panik bozukluǧu tanıları mevcuttur. Hastalarda en sık mevcut olan psikiyatrik ek tanı %20.3 ile majör depresyondur. Panik bozukluǧu olan hastaların kardeşlerinde en fazla görülen psikiyatrik hastalık %67.5 ile panik bozukluǧu olmadan agorafobidir. Panik bozukluǧu olan hastaların %70.1'i seçici serotonin geri alım inhibitörleri grubundan bir ilaç kullanmaktadır.
Araştırmaya katılan hasta ve kardeşlerin ADÖ ve DSKÖ'den aldıkları puanların ortalama ve standart sapmalarının daǧılımı [Tablo 1] de verilmiştir. Hasta ve kardeşlerinin ADÖ' den aldıkları puanlar istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmıştır (t = 4,663, P = 0,000). Hastaların ve kardeşlerinin DSKÖ-durumluk ve sürekli anksiyete puanları arasındaki fark istatistiksel anlamlılıǧa ulaşmamıştır (Tablo 1). | Tablo 1: Arastirmaya katilan hasta ve kardeslerin ADÖ ve DSKÖ'den aldiklari puanlarin ortalama ve standart sapmalarinin dagilimi
Click here to view |
Tablo 1. Araştırmaya katılan hasta ve kardeşlerin ADÖ ve DSKÖ'den aldıkları puanların ortalama ve standart sapmalarının daǧılımı
Hasta ve kardeşlerinin PASÖ-YB ölçeǧi puanları istatistiksel olarak farklıdır. Hastalar daha yüksek puan almışlardır (t = 6,98, P = 0,000) (Tablo 2). | Tablo 2: Arastirmaya katilan hasta ve kardeslerin PASÖ-YB ölçeginden aldiklari puanlarin ortalama ve standart sapmalarinin dagilimi
Click here to view |
Tablo 2. Araştırmaya katılan hasta ve kardeşlerin PASÖ-YB ölçeǧinden aldıkları puanların ortalama ve standart sapmalarının daǧılımı
Tablo 3'te görüldüǧü gibi PASÖ-YB bütün alt boyutlarında hastalar kardeşlerinden anlamlı derecede yüksek puan almıştır. Anksiyeteye sıklıkla eşlik eden depresyonun, hasta ve kardeş grubunda anksiyete duyarlılıǧı ve panik agorafobi spektrum belirtileri bakımından görülen farklılıkların belirleyicisi olup olmadıǧının saptanması için, hasta ve kardeşlerinin ADÖ ve PASÖ-YB puanları karşılaştırılmış ve BDÖ puanı kovaryant olarak analize alınmıştır. Depresyon puanları kontrol edildiǧinde de hasta ve kardeşlerinin ADÖ puanı birbirinden farklılaşmış ve hastalar kardeşlerinden daha yüksek puan almıştır (F (2,159)= 12,41 P = 0,000). Benzer şekilde hastaların PASÖ-YB puanları da kardeşlerininkinden yüksek bulunmuştur (F (2,159)= 40,01 P = 0,000). (Tablo 3) | Tablo 3: Arastirmaya katilan hasta ve kardeslerin PASÖ-YB ölçegi alt boyutlarindan aldiklari puanlarin ortalama ve standart sapmalarinin dagilimi
Click here to view |
Tablo 3. Araştırmaya katılan hasta ve kardeşlerin PASÖ-YB ölçeǧi alt boyutlarından aldıkları puanların ortalama ve standart sapmalarının daǧılımı
Tartışma | |  |
Çalışmamızda, panik bozukluǧu olan hastaların ve kardeşlerinin anksiyete duyarlılıǧını araştırdık. Bu amaçla hastalara ve kardeşlerine ADÖ ve DSKÖ uygulandı. Sonuçta, yazın bilgileriyle uyumlu olarak, hasta ve kardeşlerinin ADÖ'den aldıkları puanların istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaştıǧı, hastaların daha yüksek puan aldıkları görüldü (t = 4.663, P = 0.000). Ancak hastaların ve kardeşlerinin DSKÖ anksiyete puanları arasındaki fark, istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Yazında, anksiyete duyarlılıǧı derecesini belirlemek için DSKÖ'nün kullanıldıǧı çalışmaların sayıca az olduǧu dikkat çekmektedir. Bu durum, belki de bu ölçeǧin anksiyete derecesini belirlemede yetersiz kalmasıyla ilgili olabilir. Çalışmamızda, ADÖ dışında DSKÖ'nün de kullanılmış olması her iki ölçeǧin bu açıdan karşılaştırılmasını da saǧlamış ve çalışmayı zenginleştirmiştir. Hastalar, anksiyete belirtilerinden korkmaktadırlar ve bu belirtilere karşı hassastırlar. Hastaların bu özellikleri ADÖ ile gösterilebilmektedir.
Yakın tarihte geliştirilmiş olan panik-agorafobi spektrumu kavramı, son dönemlerde panik bozukluǧu ile ilgili araştırmaların bu yöne kaymasını saǧlamıştır (Cassano ve ark., 1997; Cassano, 1998; Cassano ve ark., 1999; Bulut, 2015). Eldeki veriler, panik bozukluǧu olan hastaların bu spektrum belirtilerini gösterdiǧi yönünde olmakla birlikte bu konuda klinik çalışmaların yeterli olmadıǧı da görülmektedir. Dolayısı ile bu çalışmada panik bozukluǧu olan hastaların kardeşlerinin anksiyete duyarlılıǧı açısından yüksek risk grubuna dahil olduǧu ve bu yönde genetik bir yatkınlıklarının bulunduǧu, bu nedenle bu grupta panik-agorafobi spektrumu belirtilerinin de sık olarak görüleceǧi yönündeki araştırma hipotezleri incelenmiştir.
Hasta ve kardeşlerine uygulanan PASÖ-YB'den elde edilen puanların deǧerlendirilmesi sonucunda; hasta ve kardeşlerinin PASÖ-YB' den aldıkları puanların istatistiksel olarak farklı olduǧu, hastaların daha yüksek puan aldıkları gözlenmiştir (t = 6.98, P = 0.000). Yani spektrum belirtilerinin varlıǧı bakımından hastalar ve kardeşleri farklılaşmaktadır. Yazında, hasta yakınlarında panik-agorafobi spektrum belirtilerini inceleyen bir araştırma bulunamamıştır. Bu araştırma, bu gereksinimin karşılanması için planlanmış olup, gelecekteki araştırmalarda spektrum belirtilerinin endofenotip araştırma desenleri ile de incelenmesi ve hasta olmayan kardeşlerin hem hastalar hem de saǧlıklı kontroller ile karşılaştırılması hedeflenmiştir.
Yazın bilgileri gözden geçirildiǧinde panik bozukluǧu hastalarının, yüksek ek tanı oranına sahip oldukları belirtilmektedir. Panik bozukluǧu hastalarında diǧer anksiyete bozukluklarına ait ek tanı oranları yaygın anksiyete bozukluǧu için %23-35, basit fobi için %16-33, sosyal fobi için %0-49, obsesif kompulsif bozukluk için %8-28, başka türlü adlandırılamayan anksiyete bozukluǧu için %7 olarak bildirilmiştir (Hoffart ve ark., 1994; Vasile ve ark, 1997; Dunner, 2001). Çalışmamıza alınan panik bozukluǧu hastalarında, %20.3 majör depresyon, %16.5 özgül fobi, %3.8 hipokondriyazis, %2.6 obsesif kompulsif bozukluk ek tanılarının varlıǧı görülmüştür. Hastalarda sosyal fobi ek tanısının olmaması dikkat çekici olup, özgül fobi ek tanı oranları yazın bilgisiyle uyumludur. Çalışma hastalarımızın hiçbirinde alkol ya da madde baǧımlılıǧı tanıları mevcut deǧildi. Bu durum yazın bilgileriyle uyumlu görünmemektedir. Ancak, alkol ve madde baǧımlılıǧının kültürel başka faktörlerle ve yaşam koşullarıyla da ilişkili olduǧu düşünülürse, bizim çalışmamızdaki hasta grubunun %56'sının kadın olduǧu ve araştırmanın yapıldıǧı dönemde özellikle maddelere erişimin kısıtlı olması durumu göz önüne alınırsa bu sonuç beklenebilir. Ancak, ilaç kullanıyor olmak, mevcut anksiyete duyarlılıǧını çok azaltıyor gibi görünmemektedir. İleride yapılacak çalışmalarda ilaç kullanan hasta grubuyla, ilaç kullanmayan hasta grubunun anksiyete duyarlılık düzeylerinin karşılaştırılması anksiyete duyarlılıǧı üzerinde ilaç tedavisinin etkisini ortaya koymak bakımından aydınlatıcı olacaktır.
Bu araştırmanın bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır. Örneklemin dar olması bu araştırmanın başlıca kısıtlılıǧıdır. Hasta grubunun tamamı panik bozukluǧu tanısı olan bireylerden oluşmaktadır; fakat hastalıǧın akut dönemde mi yoksa belirtilerin düzelmiş döneminde mi olduǧu deǧerlendirmeye alınmamıştır. Bu durum psikometrik ölçümlerin sonuçlarında farklılık yaratabilir.
Sonuç | |  |
Bu çalışmada, panik bozukluǧu olan hastaların ADÖ ile ölçülen anksiyete duyarlılıǧı hastalarda kardeşlere göre anlamlı derecede yüksek olarak bulunmuştur. Hasta ve kardeşlerinde DSKÖ ile ölçülen durumluk-sürekli anksiyete düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Hastaların panik-agorafobi spektrumu belirtileri kardeşlere göre daha fazladır ve hastalar PASÖ-YB ölçeǧinin tüm alt boyutlarında (toplam 8 alt boyutunda) kardeşlere göre anlamlı derecede yüksek puan almışlardır.
Panik bozukluǧunda, birinci derece hasta yakınlarında endofenotipik özellikler olarak araştırılmış olan iki deǧişken olan anksiyete duyarlılıǧı ve spektrum belirtilerinin şiddet ve sıklık bakımından hasta grubundan farklı olduǧu saptanmıştır.[28]
Onam bilgisi : Bilgilendirilmiş onam formu imzalatılmıştır.
Etik kurul onayı: Etik kurul onayı gerekmemektedir.
Çıkar çatışması : Çıkar çatışması bulunmamaktadır.
Finansal destek: Finansal destek bulunmamaktadır.
Yazar katkı alanı ve oranı:
Hüseyin Bulut %60, 1-2-3-4-5-6-7-8
Berna Uluǧ %40, 1-2-3-5-7-8
- Araştırma ve/veya makalenin hipotezini veya fikrini oluşturmak
- Sonuçlara ulaşılmasını saǧlayacak yöntemi tasarlamak
- Araştırmanın/çalışmanın yürütülmesini organize etmek, ilerlemesini gözetmek ve sorumluluǧunu almak
- Hastaların takibi, verilerin toplanması, düzenlenmesi ve raporlanması için sorumluluk almak
- Bulguların mantıklı bir şekilde deǧerlendirilerek sonuçlandırılmasında sorumluluk almak
- Çalışma için gerekli kaynak taramasında sorumluluk almak
- Çalışmanın tamamının ya da önemli bölümlerinin yazılmasında sorumluluk almak
- Çalışmanın teslim edilmesinden önce, dil ve yazınsal düzeltmelerden baǧımsız olarak bilimsel anlamda çalışmayı yeniden deǧerlendirmek.
Financial support and sponsorship
Nil.
Conflicts of interest
There are no conflicts of interest.
Referanslar | |  |
References | |  |
1. | American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental disorders. 4 th ed. (1994). American Psychiatric Association, Washington, DC. |
2. | Angst, J. (1998). Panic disorder: History and epidemiology. European Psychiatry, 13 (2), 51-55. doi: 10.1016/S0924-9338(98)80014-X |
3. | Apfeldorf, W. J., Spielman, L. A., Cloitre, M., Heckelman, L., & Shear, K. (2000). Morbidity of comorbid psychiatric diagnoses in the clinical presentation of panic disorder. Depression and Anxiety, 12, 78-84. doi: 10.1002/1520-6394 (2000) 12:2<78::AID-DA3>3.0.CO;2-5. |
4. | Ayvaşık, H. B. (2000). Kaygı duyarlıǧı indeksi: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 15 (46), 43-57. |
5. | Bulut, H. (2015). Panik-agorafobi spektrumu kavramının kısa gözden geçirilmesi. Güncel Psikiyatri ve Psikonörofarmakoloji, 5 (2), 24-32. |
6. | Cassano, G. B., Michelini, S., Shear, M. K., Coli, E., Maser, J. D., & Frank, E. (1997). The panic agoraphobic spectrum: a descriptive approach to the assessment and treatment of subtle symptoms. American Journal of Psychiatry, 154, 27-37. doi: 10.1176/ajp.154.6.27. |
7. | Cassano, G. (1998). Introduction to the panic-agoraphobic spectrum model. CNS Spectrums, 3, 22. |
8. | Cassano, G. B., Farnk, E., Maser, J. D., Shear, M. K., Rottondo, A., Mauri, M., & Dell'Osso, L. (1999). The panic-agoraphobic spectrum. Hum Psycopharmacol Clin Exp, 14, 38-44. |
9. | Çorapçıoǧlu, A., Aydemir, Ö., Yıldız, M., Esen, A., & Köroǧlu, E. (1999). DSM IV Eksen I Bozuklukları (SCID I) için Yapılandırılmış Klinik Görüşme-Klinik Versiyon. Hekimler Birliǧi Yayınevi, Ankara. |
10. | Dunner, D. L. (2001). Management of anxiety disorders: the added challenge of comorbidity. Depression and Anxiety, 13 (2), 57-71. doi: 10.1002/da.1018. |
11. | First, M. B., Spitzer, R. L., Gibbon, M., & Williams J. B. W. (1997). Structured Clinical Interview for DSM-IV axis I disorders (SCID 1). Biometric Research Department, New York. |
12. | Hoffart, A., Thornes, K., Hedley, L. M., & Strand, J. (1994). DSM-III-R axis I and II disorders in agoraphobic patients with or without panic disorder. Acta Psychiatrica Scandinavica, 89, 186-191. doi: 10.1111/j.1600-0447.1994.tb08090.x. |
13. | In-Chu, l Baek., Eun-Ho, Lee., & Ji-Hae, Kim. (2019). Differences in anxietys ensitivity factors between anxiety and depressive disorders. Depression and Anxiety, 36, 968-974. doi: 10.1002/da. 22948. |
14. | Jurin, T., & Biqlbauer, S. (2018). Anxiety sensitivity as a predictor of panic disorder symptoms: a prospective 3-year study. Anxiety Stress Coping, 31 (4), 365-374. doi: 10.1080/10615806.2018.1453745. |
15. | Mantar, A., Yemez, B., & Alkın, T. (2011). Anksiyete Duyarlılıǧı ve Psikiyatrik Bozukluklardaki Yeri. Türk Psikiyatri Dergisi, 22 (3), 187-193. |
16. | McNally, R. J. (1994). Panic disorder: A critical analysis. Guilford Press, New York. |
17. | McNally, R. J. (2002). Anxiety sensitivity and panic disorder. Biol Psychiatry, 52, 938–946. |
18. | Min-Kyoung, Kim., Borah, Kim., Tai Kiu, Choi., & Sang-Hyuk, Lee. (2017). White matter correlates of anxiety sensitivity in panic disorder. Journal of Affective Disorders, 207, 148–156. |
19. | Onur, E., Alkın, T., Monkul, E. S., & Fidaner, H. (2006). Yaşamboyu panik-agorafobik spektrum ölçeǧi öz bildirim formunun (PASÖ-ÖB) Türkçe versiyonu geçerlilik ve güvenilirlik çalışması. Yeni Symposium, 44, 81-91. |
20. | Öner, N., & A. Le, Compte. (1983). Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri El Kitabı. Boǧaziçi Üniversitesi Yayını, İstanbul. |
21. | Perna, G., Cocchi, S., Bertani, A., Arancio, C., & Bellodi, L. (1995). Sensitivity to 35% CO2 in healthy first-degree relatives of patients with panic disorder. American Journal of Psychiatry, 152, 623–625. doi: 10.1176/ajp. 152.4.623. |
22. | Reis, S. (1992). The expectancy model of fear, anxiety and panic. Clinical Psychology Review, 11, 141-153. doi: 10.1016/0272-7358 (91) 90092-9. |
23. | Shear, M. K., Frank, E., Rucci, P., Fagiolini, D. A., Grochocinski, V. J., Houck, P., Cassano, G. B., Kupfer, D. J., Endicott, J., Maser, J. D., Mauri, M., & Banti, S. (2001). Panic-agoraphobic spectrum: Reliability and validity of assessment instruments. Journal of Psychiatric Research, 35, 59-66. doi: 10.1016/s0022-3956(01)00002-4. |
24. | Tural, Ü., Fidaner, H., Alkın, T., & Bandelow. B. (2000). Panik Agorafobi Ölçeǧi (PAÖ) Türkçe Uyarlaması. Türk Psikiyatri Dergisi, 11, 1. |
25. | Ulusoy, M., Şahin, N., & Erkmen, H. (1998). Turkish Version of the Beck Anxiety Inventory Psychometric Properties. Journal of Cognitive Psychotherapy, 12, 2. |
26. | Van Beek, N., & Griez, E. (2003). Anxiety sensitivity in first-degree relatives of patients with panic disorder. Behaviour Research and Therapy, 41 (8), 949-57. doi: 10.1016/S0005-7967(02)00129-8. |
27. | Vasile, R. G., Goldenberg, I., Reich, J., Goisman, R. M., Lavori, P. W., & Keller, M. B. (1997). Panic disorder versus panic disorder with majör depression: Defining and understanding differences in psychiatric morbidity. Depression and Anxiety, 5, 12-20. doi: 10.1002/(SICI) 1520-6394 (1997) 5:1<12::AID-DA3>3.0.CO;2-7. |
28. | World Health Organization (2016). International Classification of Diseases, 10 th Revision (ICD-10). World Health Organization, Geneva. |
[Table 1], [Table 2], [Table 3]
|